İlker DEMİR

1 Mayıs Bayramı ve  KRONİK SOL DURAMAYIŞ
2.05.2024
1117

Aslında bayramların en hası, zira 1800'lü yıllardaki vahşi kapitalizme 8 saatlik iş gününü kabul ettirmek kolay değildi,1889, ama bayramın baş çelişkisi baskın sistem içinde yaşarken bayram etmeyi beklemek bayram edilecek günleri geciktirmekten öte bir işlev vaad etmediği yıllardır acılarla yaşandı da statükocu sol bir türlü akıllanmadı.

Hayal kurmak güzel şey tabi, evvela bedava sirkenin baldan tatlı olması gibi hayal  beleş.

Bu 1 Mayıs da çok hayal kuruldu.

İhtiyaç vardı belki, Ak Parti seçimde yenildi, umutlara bir vesile olur mu hülyası üretilen politik iklimde hayaller de hayal aleminde kaldı; olmayacaklar kuruldu da kuruldu.

DİSK, "Taksim bir hafızadır" diyen Anayasa Mahkemesi kararıyla yürüyeceğiz dedi.

Disk'in siyasal kılavuzu da "Taksim'e yürüyeceğiz" diye haykırdıktan sonra boş hayal kurmaya ne kaldı?

Kuruldu da kuruldu.

Günlerce emek cephesine umut pompalandı, emekli maaşları bile zamlandı,.

Ve bu yalan rüzgarından etkilenen emeğin umutları Saraçhane ve Beşiktaş'ta toplandı.

Taksim'e çıkan yollarda devletin hukuksuz engelleri vardı; demir barikatlar ve polisten duvar.

Devletin icraatı devletin diğer kanadına bir propaganda şansı vermedi; o nimeti sadece ben yerim dedi.

O noktada hayal kırıklığı yoktu.

Oradaki kırıklık devletin bir kanadının gölgesinde pankart açan ve bir beklenti içine giren halk örgütlenmeleriydi.

Yazık beklenti kursakta kaldı; kılavuz da temsilci de bir basın açıklamasıyla toplanılan alandan siyasal doğaları gereği ayrıldı.

Halk güçleri kendi kendilerine kalakaldı.

Bu ders oldu mu, olmadı zira bu boş, ilkesiz devletin bir kanadına sığınma "sol"un asırlık kronik duruşuydu.

Doğrusu, tıpkı seçimdeki CHP kuyrukçulukları gibi ittifaksız orada olmamalıydılar.

Proğramsız orada olmamalıydılar.

Olasılıklar üzerine a b c planları kurup davranmayı önceden protoköle dökmeleri gerekirdi.

Mesela Taksim'e yürüyüp tutuklanacağız, orada miting yapacağız, Eminönü'ne yürüyeceğiz vs.

Proğrama uyan uymayan ortaya çıkacaktı.

Bağımsız sınıf ve emek politikası böyle ilkeli ittifak ve güçbirlikleriyle büyürdü.

Bu nokta da keşke denebilseydi ama hayal kırıklığı yaşanmadı.

Her şey "aynı hamam aynı tas"tı.

Bari şu çok önemli hukuk maddeleri Anayasa 24 ve emre uyma TCK 24 dile getirilseydi de hafızanın paslanmış ruhu en azından burjuva anlamda silinseydi, ama o bile olmadı.

Velhasılı 1 Mayıs zaten bayram olamazdı da  mücadele de zaafa uğradı.

 

Anayasa Madde 34 

Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir

Kanunun Hükmü ve Amirin Emri

TCK Madde 24

(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.

(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar